23 Şubat 2013 Cumartesi

..Günümüz Haberleri Kısa Kısa..

Aslında hiç sevmem siyaseti, siyaset hakkında da konuşmayı. İlgim de olmamıştır hiç, çünkü tek isteğim vardır hakkıyla yönetildikten sonra ister ataist olsun baştaki ister dolaşsın kara çarşaflarla, kendi seçimidir der geçerim.

Yinede son dönemde yaşananlardan sonra susmak artık zor gelir oldu. Çok var hem de çok, en başta bugün akşam haberlerinde bu ülkenin başlarından birinin sözleri çekti ilgimi, aynen şöyle dedi Sinop'ta yaşanan olaylardan ötürü, an gelmiş teröristlerle kucaklaşmış, İmralı'daki katile her fırsatta sayın (!) demeyi ihmal etmemiş ve yarın onunla görüşmeye gidecek kişileri protesto edip, kendi şehirlerinde istemeyen kişilere "toplanarak kollarını kaldırmış bir şekilde malum işaretleri veren bazı gruplar". Cezalarını da çekeceklerdir çünkü bu ülkede adalet var demeyi de unutmamış. Vay be, zamanında dağda eğitim almış, fotoğrafları yayınlanmış her fırsatta bazen açık açık bazen alttan alta terörü destekleyenleri korur hale gelmişiz. Bunu kaldıramayıp protesto edenler ise cezalandırılır olmuş. Dilimizden "Türk" kelimesini kaldıracakları günü görmek ise hayal değil, gerçek olacak.

Türk futboluna damga vurmuş, bazen övgülere boğulmuş bazen büyük eleştirilere maruz kalmış ve son dönem de iktidar partisinden milletvekili olmuş bir kişi yaptığı açıklama da şunu demiş "Ben arnavutum, bu yüzden kendime Türk diyemem". Buna söyleyecek yorum dahi bulamıyorum. Kendisini tez zamanda, arnavut vatandaşlığına geçmeye ve Arnavutluğa milletvekili olarak tayin olması temennisinde bulunuyorum.

Bir banka, adı T.C. Ziraat Bankası. En azından öyleydi. Yakın zamanda başındaki T.C. ibaresi kaldırıldı. Sebebi olarak özelleştirileceği yolunda bir konu dolanıyor. Ülkemizde %100 Türk sermayeli olarak kalan tek bankaydı. Diğerleri gibi onlarda kime gidecek yakında göreceğiz. Merak ediyorum sonra sıra nereye gelecek. Hangi devlet kurumuna. Belki maliye, belki SGK, belki de Çankaya.

Sırada ise kendi şehrimden bir olay. Bir çok kişinin haberi olmasada şu an Kocaeli çalkalanıyor, en azından ben öyle olduğunu umut ediyorum. Çünkü bu halk bunu da yutar, buna da sessiz kalır, buna rağmen yine aynı kişilere oy verirse. Vay benim ülkemin haline. Malum herkes bilir TOKİ'yi, burada bir de KENT KONUT var belediyeye ait. Bir yerel gazetenin haberine göre, halk için yapılan bir toplu konut. Bir proje yapmış ve yarıdan fazlasını, kendi çalışanlarına daha satışa çıkmadan hem de en güzel yerlerini, adeta seçmece olarak hem de normal fiyatının %20'si daha ucuzuna ki, belediye çalışanlarının böyle bir hakkı varmış (!) (neden mi? çünkü kendi adamı, sonuçta halka verecek değil ya) satmış ve belediye başkanının açıklaması, çalışanlarıma ev yapmaya devam edecem olmuş. Ne diyim, gün gelir bu millet elbet uyanır.

Yine az önce okuduğum, bir köşe yazarının yazısı, aslında hem bu olay hem de yine akşam haberde gördüğüm bir olay. Bu ilde üniversite okumaya gelmiş genç bir kız. Hani öyle mini eteklerle, dekoltelerle dolaşmadığı halde tacizlere maruz kalıyormuş hemde sürekli, neden mi? Tahminimce başı açık olduğu için. Bu duruma geldik çünkü. Televizyondaki haber ise, yanlış duymadıysam 7 aylık çocuğunu ağladığı içn dövüp hastanelik eden baba (!) haberi. Eşinide her hafta dövüyormuş. Tutuklamamışlar bile. Bakalım nasıl sonuçlanacak ama benzer bir haber. Hani o çok sevdiğimiz şeriatın hüküm sürdüğü ülkelerden Arabistanda, yine bir baba(!), bunlara baba dememek lazım aslında. 5 yaşındaki çocuğuna önce tecavüz etmiş, sonrada öldürmüş, hemde döve döve. Yaptığı yüzünden ceza almış, cezası ne mi? bir kaç ay hapis yatacak ve 50 bin dolar `kan parası`ödeyecek. Bu bir şaka değil. Mahkemenin bu cezaya ait kararı ise şu, çocuk, kız çocuğu olduğu içinmiş. Ve ufak bir dipnot, bunu yapan adam din adamıymış (!)...

Ve son olay, aslında uzun zamandır aklımda olup da, dillendirmediğim, için için öfkelendiğim bir konu. Ya da şöyle söyleyim, işlerine geldiği gibi davrandıkları halde, çok muhterem hoca sıfatı yapıştırılan insanlar var. İki eşi olan, lüx villada oturup, yüzme havuzuna sahip olanlar. Hani her fırsatta müslümanlığı dilinden düşürmeyen, insanlara akıl veren, onları peşlerinde sürükleyenler. Haksızlığa uğradığını iddia edip, beddua etmekten bile çekinmeyen (islamda ne olursa olsun beddua etmek günah değil miydi? Ben mi yanlış biliyorum). Size, sizi savunan, öve öve bitiremeyenlere tek sözüm var. Bir hadis "Komşusu açken, tok yatan bizden değildir". Sanırım bu dünyada, insanlar açlıktan hatta susuzluktan ölmüyor. Bırakın dünyayı, bu ülkede. Çöp karıştırarak karnını doyurmaya çalışanlar sanırım yok. Ya da bu kişiler buradaki komşu kelimesini, yandaki ev olarak görüyorki, lüx villasına yüzme havuzu yaptırmasının sebebi olarak, ee yüzme sünnet. Sünnetse yüzmek lazım, e peki biz nerede yüzecez? Ormanda mı? tabi ya denizde ya da havuzda açıklaması yapmıştı. Muhtemelen denizde yüzmekten çekiniyordur. Çünkü namahrem öyle değil mi? Bu yüzden insanlar ekmek bulamadığı için ölürken, sırf sünnet olduğu, sevap kazanmak istediği için, binlerce liraya özel havuz yaptırıyor. Benim çok değerli (!) bazı halkım ise, peşinde hocam hocam diye dolanıyor. Bilemiyorum. Söyleyecek hakikaten söz de bulamıyorum...

2 yorum:

  1. Bu ülkede adalet yok, gezmeye gitti ne zaman gelir bilmiyoruz, belki deniz kenarında bir yer buldu yerleşti :) millet bu imralı seyahatinin ardında da uyanmazsa söylenecek söz yok.. zaten şu an ekilenler biçiliyor..

    YanıtlaSil
  2. Söyleyecek söz bulamayıp da tıkandığımız kaçıncı olaydayız acaba?
    Söz bulunmalı oysa, sessizlik kötü..
    Sessizlik korkutucu..
    Ama işte..
    Ama'dan sonrasını tahmin etmişsinizdir artık..
    Gölgesinden korkar oldu bu toplum, daha ne olsun?

    YanıtlaSil